Güncel Yazılar

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Vegan beslenmede, et, süt ürünleri ve yumurta dahil tüm hayvansal ürünler günlük beslenme düzeninin dışında kalıyor. Bazıları için vegan olmak bir diyet seçimiyken, bazıları için ise bir yaşam tarzı seçimi. Uzmanlara göre, doğru şekilde uyguladığında vegan diyeti son derece besleyici olabilir, kronik hastalık riskini azaltabilir ve kilo vermeye yardımcı olabilir. Türkiye’de yakın zamanda yapılan kapsamlı bir çalışmada, nüfusun yüzde 1’inin vejetaryen olduğu ve yaklaşık 100 bin vegan bulunduğu öngörüldü. Bu oran dünya ortalamalarının altında olsa da sayının özellikle büyükşehirlerde hızla arttığı düşünülüyor.

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

İSTEYEN HERKES HER YAŞTA VEGAN OLABİLİR

Vegan diyetler besin açısından zengin, doymuş yağlar açısından düşük olarak nitelendiriliyor. Uzmanlara göre vegan diyetler bir kişinin ihtiyaç duyduğu tüm besin maddelerini sağlayabiliyor ve zararlı hayvansal yağlarla ilişkilendirilen bazı olası sağlık risklerini de ortadan kaldırabiliyor. Bu beslenme biçiminin kalp sağlığını iyileştirebileceğini, kansere karşı koruyabileceğini ve tip 2 diyabet riskini de azaltabileceğini gösteren araştırmalar da var.

Vegan olmak için herhangi bir yaş sınırlaması olmadığı da belirtiliyor. Yani doğru şekilde sürdürüldüğü takdirde herkes, her yaşta vegan olabilir. 

‘KANSER RİSKİ AZALIYOR, DEMANS VE BUNAMA DAHA AZ GÖRÜLÜYOR’

 

“Vegan beslenme eşittir sağlıklı beslenme diyemeyiz. Vegan olduğu halde sağlıksız beslenenler de var, onlar faydadan çok zarar görürler” diyen kendisi de vegan olan Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kınıkoğlu, “Temel beslenme prensiplerine dikkat edilmesi halinde vegan beslenme omnivor beslenme yani hayvansal besin tüketenlere göre sağlık açısından daha faydalı. Bilimsel çalışmalarla ispat edilen yararların birkaçını sayalım: Veganların kalp krizi geçirme, şeker hastası, tansiyon hastası olma riskleri daha düşüktür. Kanser riski azalır. Otoimmün hastalıklara daha az rastlanır. Demans ve bunama daha az görülür” sözleriyle doğru şekilde vegan beslenmenin vücudumuza olan faydalarına değindi.

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

‘ÇOK İYİ BİLGİLENMİŞ BİR EBEVEYN OLMAK ŞART’

Vegan olmak için işe hayvanların acı duygusuna sahip olduklarını ve insanlarla eşit haklara sahip canlılar olduğunu kabul ederek başlanabileceğine değinen Dr. Murat Kınıkoğlu, “Onları bir yiyecek olarak görmemek temel ilkeniz olmalı. Hayvansal besin tüketimini ortadan kaldırdıktan sonra mümkün olduğu kadarıyla kıyafet, temizlik ve makyaj malzemelerinde de hayvansal içerikli ürünleri kullanmamak üzere hayatınızı yeniden kurgulamanız gerekir” dedi.

“Bitkisel beslenme konusunda çok iyi bilgilenmiş bir anne-baba olmanız şartıyla çocuklarınızı vegan besleyebilirsiniz” sözleriyle “iyi bilgilenmiş ebeveyn olmak” şartına vurgu yapan Kınıkoğlu, “Bunu sadece ben değil, otorite kabul edilen beslenme kuruluşları söylüyor. Avustralya Beslenme Örgütü şöyle diyor: “Uygun şekilde planlanmış olması şartıyla vejetaryen ve vegan diyetlerin çocuklar için sağlıklı ve yeterlidir.”  2003 yılında Amerikan Diyetisyenleri ve Kanadalı diyetisyenler de bu konuda bir açıklama yaptılar: ‘İyi planlanmış vejetaryen ve vegan diyetler, hamilelik dönemi dahil olmak üzere bebeklik ve çocukluk döneminde de uygulanabilir.’ Tüm sağlık kuruluşlarının ‘iyi planlanmış’ bir diyet üzerinde durduklarına dikkatinizi çekerim” dedi ve ekledi:

“Anne-baba beslenme konusunda yeteri kadar bilgili ve ilgili değilse protein, vitamin, mineral eksiklikleri ortaya çıkabilir. Buna karşılık bilinçli bir vegan annenin, çocuğunu günümüz Türkiye’sindeki çocukların yüzde 90’ından daha iyi besleyeceğinden çocuğun daha iyi gelişim göstereceğine, gelecekteki kalp krizi ve şeker hastalığı riskinin daha az olacağına eminim.”

6U5E5G7Q4A2V5

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

 

‘SAĞLIKLI VE KOLAY OLDUĞUNU ANLADIKTAN SONRA VEGAN OLDUM’

Yaklaşık 6 senedir vegan olan 29 yaşındaki opera şarkıcısı Özgür Selim Gülder, vegan olma yolunda attığı ilk adımı, “Hayvanlarla kurduğumuz ilişkide adaletsizlik olduğunu, onları birer mal veya kaynak olarak görmemizdeki yanlışlığı fark ediyordum ancak bununla ilgili ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Veganlığı duyduktan sonra araştırmaya başladım, vegan yaşamanın sağlıklı ve kolay olduğunu anladıktan sonra vegan oldum” sözleriyle anlatıyor.

Dışarıda yemek yerken özellikle nelere, nasıl dikkat ettiğini anlatan Özgür Selim Gülder, dışarıda çok fazla vegan çeşidi olduğunu ancak vegan olmadan önce böyle bir arayışı olmadığı için bunları fark etmediğini söyledi. Diğer veganlarla bilgi alışverişi yapıp, restoran çalışanlarıyla konuştukça seçeneklerinin arttığına değinen Gülder, Facebook’taki Gezen Vegan grubu gibi platformlarda da bilgi paylaştıklarını dile getirdi. Özgür Selim Gülder dışarıda yemek yerken özellikle neye dikkat ettiğini ise şu sözlerle anlattı:

“Pilav, çorba gibi yemeklere kemik suyu, hayvansal yağ veya bulyon konulabiliyor. Bu yüzden özellikle orada ilk defa yemek yiyeceksem, yemeğin içinde bunların olup olmadığını soruyorum.”

‘HAYVANLARA VE ÇEVREME OLAN BAKIŞ AÇIM DEĞİŞTİ’

İnsanların, vegan olmayan şeyleri hayatlarından çıkararak başlayabileceklerini söyleyen Özgür Selim Gülder, “Bunlara buzdolabındaki hayvansal ürünler, vegan olmayan kozmetik ürünler, hayvansal içeren kıyafet ve ayakkabılar örnek verilebilir. Bundan sonra vegan düşünceyi anlamak ve veganlığı bilinçli ve sağlıklı biçimde sürdürmek için bu konuda yazılmış kitapları okuyabilir, bu konudaki makale ve videoları takip edebilir. Bu arada kişinin özel bir sağlık durumu olmadığını varsayıyorum, böyle bir durumda veganlığı bilen bir sağlık profesyoneline danışılmalı. Yeni vegan olan birinin diğer veganlarla iletişimde olması da ona büyük kolaylık sağlar” dedi.

Vegan olduktan sonra kendisinde gördüğü en büyük değişimin hayvanlara ve çevresine olan bakış açısında gördüğünü aktaran Özgür Selim Gülder, “Özellikle belli hayvanları yıllar boyunca kullanılacak birer kaynak olarak gördükten sonra, onları kullanmayı fiilen sonlandırsanız bile zihniniz bir anda değişmiyor. Onların birer nesne olmadığını,sizin gibi hisseden, sosyalleşen, bağ kuran, kendi yaşamına değer veren varlıklar olduğunu anlıyorsunuz. Bu da yaşadığınız, gördüğünüz olayları yorumlama biçiminizi temelden değiştiriyor” sözleriyle yaşadığı dönüşümü dile getirdi.

‘YEMEK SONRASI HİSSETTİĞİM O AĞIRLIK ARTIK YOK’

Sağlık açısından büyük bir farklılıkla karşılaşmadığını, kan değerlerinin ve enerjisinin vegan olmadan önce de bu düzeyde olduğunu sözlerine ekleyen Gülder, en büyük farkın sindirim sisteminde olduğunu, vegan olmadan önce yemek sonrası hissettiği ağırlığın artık olmadığını söyledi.

Vegan olmanın artılarından birinin kişiyi daha bilinçli beslenmeye yönlendirmesi olduğuna dikkat çeken Gülder, “Yediğinizin içinde ne olduğunu kontrol etmeye başlıyorsunuz, genelde bunu yapmayız. Bunun yanında vegan olmayan abur cuburlar hayatınızdan çıkıyor, bunun da sağlık anlamında bir artı olduğu söylenebilir. Vegan yemeklerin kalorisi görece az olduğundan, doymak için daha fazla yemek yemeniz gerekiyor. Bazı kişiler bu durumu eksi olarak görebilir. Elbette en büyük artısı, hayvanlara karşı tutumunuzda mümkün olduğunca adil olduğunuzu bilmek” diyerek sözlerini noktaladı.

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

‘1 GÜNDE VEGAN OLDUK’

Hayvanların insanların besini olmadıklarını ve hayvansal besinlerin insanlara, doğadaki hepçil hayvanlara vermedikleri zararları verdiğine ikna olduğunda 1 günde vegan olan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Suat Erus, “Eşimle beraber aldığımız bu kararın altında yatan sebepler çocukluğumuzdan bu yana maruz kaldığımız ama bir türlü içinden çıkamadığımız bilişsel çelişkilerin bir sonucuydu. Yıllar içinde internette denk geldiğimiz söyleşiler, belgeseller veya okuduğumuz kitaplarla bu fikirler olgunlaştı. 2017’de de bu bilgiler bir anda kafamızda netleşti ve hem kendimize hem de doğaya ve üzerinde yaşayan tüm hayvanlarla birlikte gezegene zarar verdiğimizi düşünerek vegan olduk” diye konuştu.

“Vegan beslenmek aslında ne yiyeceğinizi değil, ne yemeyeceğinizi söyleyen bir yaklaşım. Bu yüzden sadece kavram üzerinden gidildiğinde tek başına sağlıklı demek iddialı olur” diyerek sözlerini sürdüren Doç. Dr. Suat Erus, “Hayvansalları beslenmenizden çıkarıyorsunuz, bu bile başlı başına bir fayda sağlıyor. Hayvansal besinler hem doğal olarak trans yağ, doymuş yağ ve hem de beslendikleri ortama bağlı olarak da toksinler içerir. Ayrıca sağlıklı bir beslenmenin olmazsa olmazı olan lifi hiç içermedikleri gibi genel olarak vücudumuzun sevmediği asidik bir yapıdadır. Ayrıca vegan olmak sadece bir beslenme şeklini benimsemek değil dünyadaki tüm hayvanların özgürlüğünü savunmaktır” diyerek veganlığa dair bilgiler verdi.

‘GÜN İÇİNDE EN AZ 5 RENK YİYECEK OLMALI’

Bir besinin hayvansal bir ürün içermemesinin tek başına sağlıklı olması için yeterli olmadığının altını çizen Doç. Dr. Suat Erus, “Rafine şeker, beyaz un, tuz, karbonatlı içecekler, kızartmalar genel olarak vegandır ama sağlıklı oldukları söylenemez. Vegan beslenmenin sağlıklı olabilmesi için mevsiminde, meyve ve sebzeleri mümkün olduğunca aslına uygun bir şekilde, özütü veya suyu çıkarılmadan, gün içinde en az 5 renk yiyecek şekilde planlanması önemli” diyerek uyarılarda bulundu.

‘DOĞUMDAN ÖLÜME KADAR MUHTAÇ DEĞİLİZ’

Doğumdan ölüme kadar, gebelik gibi fizyolojik veya kanser gibi herhangi bir patolojik süreçte, insanın hayvansal besinlere muhtaç olmadığını, hatta kısa ve uzun vadede hayvansalların bazı riskler taşıdığını, bunun yanında tüketiminin sonlanması halinde bazı kronik hastalıkların tamamen iyileştiğini söyleyen bilimsel makalelerin de mevcut olduğunu dile getiren Doç. Dr. Suat Erus, “Besinlerin hangi kaynaklardan geldiğinden çok neleri içerdiği daha önem kazanıyor. Bu noktada da çocukların yetişkinlerden farklı ihtiyaçları olmuyor. Bunun belki tek istisnası ilk aylardaki anne sütü ve ısırma-çiğnemenin tam anlamıyla gelişmediği hızlı büyüme gereksinimi olan ilk yıllardaki az lifli besin gereksinimi sayılabilir. Bunun dışında vegan olmayan çocukların kullandığı vitamin ve mineraller de ilk yıllarda çocuklara takviye verilir” dedi.

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

‘VEGAN OLDUKTAN SONRA İYİLEŞTİM’

“Vegan beslenme doğru yapılırsa, bugün sebebi ‘kader’ ya da ‘genetik’ sanılan birçok hastalığın önüne geçebildiğini yapılan bilimsel çalışmalardan biliyoruz” diyen Doç. Dr. Suat Erus , “Bunların en önemlileri kalp krizi, inme, tip 2 diyabet gibi çok sık görülen veya sakat bırakan hastalıklar. Bunun yanında bazı alerjik hastalıklarda da hızlı ve yüz güldürücü sonuçların alındığını gösteren çalışmalar mevcut” bilgisini verdi.

Vegan olduktan sonra insülin direnci, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon sorununun ortadan kalktığını söyleyen Doç. Dr. Suat Erus, “Bunları belki ilaçlarla da sağlayabilirdim ama sadece yemek yiyerek belki de birkaç yıl sonra kullanmaya başlayacağım kutu kutu ilaçlardan başlamadan kurtulmuş oldum. Bu değişim sadece bende değil yakın çevremde de yaşandı. Kolesterol ve tansiyon ilacını bırakan, diyabet ilacını azaltan yakınlarım oldu. Tek yaptıkları ise tabaklarındaki yemeği değiştirmekti. İnsanlar bu tip ilaçlarla kronik hastalıkları yenebileceklerin sanıyorlar, oysa bu ilaçları sonsuza dek almaları gerekiyor. Ancak hatayı bulup ondan vazgeçtiğinizde vücudun mucizesi ortaya çıkıyor ve ilaç almanıza gerek kalmıyor” sözleriyle vegan olduktan sonra kendisindeki ve çevresindeki değişimleri anlattı.

Aniden karar verip vegan oldular! Hızla yayılıyor, peki ya çocuklar?

‘HAYVANLARA ZARAR VERMEDEN BİR YAŞAM SÜRDÜRÜLEBİLİR’

6 yıldır vegan olan ve Instagram’daki sayfasında da bu konuda farkındalık yaratmaya çalışan Melike Dirikoç, ilk başta vegan olmanın bir tercih olduğunu düşünmüş fakat araştırmaya başladıkça, “İnsan kullanımı için hayvanlara neler yapıldığını ve yaşatıldığını gördüm” dedi ve ekledi:

“Hayvanları kullanmanın etik olarak yanlışlığı dışında onlardan alınanları tüketmeye hiç ihtiyacımız olmadığını, aksine hayvansal beslenmenin insan sağlığına ve gezegene de olumsuz etkilerini öğrenince vegan yaşamamak için bir sebep kalmamıştı.”

Veganlığın öylesine verilen bir karar ya da kişisel bir tercih olmadığının altını çizen Dirikoç, “Vegan yaşamanın nedenleri var, başta da hayvanlarla alakalı etik nedenler. Bu nedenleri anladığımızda içimizde bir şeyleri değiştirmek üzere bir itki oluşuyor. O zaman da ‘Nasıl?’ sorusunu soruyoruz ve araştırmalar bizi çok çeşitli, lezzetli, daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı olan bitkisel mutfağa yönlendiriyor. O noktada hayvanlara ve ekosisteme zarar vermeden bir yaşam sürdürebileceğimizi anlamış oluyoruz” sözleriyle dile getirdi.

‘DÜŞÜK OLAN TÜM DEĞERLERİM İYİLEŞTİ, ALERJİK SİNÜZİTİM GEÇTİ’

Vegan olmadan önceki hayatıyla şimdiki yaşamını sağlık değerleri açısından karşılaştıran Melike Dirikoç, “Benim vegan olmadan önce B12, demir, D vitamini gibi değerlerim çoğunlukla düşüktü. Kolesterol seviyem ise oldukça yükselmişti. Vegan olduktan sonra tüm değerlerim iyileşti. Çocukluğumdan beri çok muzdarip olduğum alerjik sinüzitim tamamen geçti. Vegan olup araştırdıktan sonra inek sütünün alerjiyle olan ilişkisini öğrenmiştim. Vegan olduktan sonraki dönem hayatımın en sağlıklı dönemidir benim için” vurgusunu yaptı.                                                                

 

 

 

Kaynak: Milliyet http://www.milliyet.com.tr/gundem/aniden-karar-verip-vegan-oldular-hizla-yayiliyor-peki-ya-cocuklar-6730083

Bir yanıt yazın